"Şimdi size anlatacaklarımı daha önce hiç kimseye anlatmadım. Her şey çok eski defterlerin arasından çıktı. Bu insanlara ait öyküleri başka kimselerden dinlemiş olsaydınız çoğunuz için pek fazla bir anlam ifade etmeyebilirlerdi. Bu yüzden hepsini bir araya getiriyor, kahramanların özel yaşamlarına ait edindiğim bilgilerle boşlukları tamamlayıp yazılanları olduğu gibi aktarıyorum. 

Sizi, sık sık bölüm başlarında yazarın derin üslubunun etkisiyle girdiğiniz kapılarından geri döndüreceğim. Bir anlatıcı olarak olaylar arasındaki kopuklukları gidermeyi görevim kabul ediyorum. Eğer benim yazdıklarımın siz okuyucuları kitabın büyüsünden ayırdığını düşünüyorsanız, bana kızabilirsiniz. Yine de bu beni engellemeyecek. 

Mavi Ülke, kitaptaki önemli bir kahramanın ilham kaynağı. Bu ülkenin gerçek öyküsünü kitabın sonunda anlatacağım ve benim gerçekte kim olduğumu da o zaman öğreneceksiniz. Birinci bölüme başlamadan önce; yazarın, sayfaların kenarlarına kargacık burgacık bir yazıyla karaladığı dipnotlardan birini vermek istiyorum. 

'Bizimle aynı dünyada fakat farklı bir âlemde yaşayan genç bir insanoğlu varmış. Gencin yaşadığı diyar öylesine karışmış ki, bir büyünün etkisiyle uzun bir uykuya yatmaya razı olmuş. İşte bu genç, rüyasında bizim dünyamızı görmüş. Biz hepimiz, bütün yaşadıklarımız bu çocuğun rüyasının bir parçasıymış. O uyandığı zaman her şey sona erecek...'

Şimdi eski defterleri aralama zamanı..."